MEVLİD-İ SERİF
MEVLİD-İ SERİF
- Allah adın zikredelim evvela,
- Vacip oldu cümle işte her kula.
- Kim ki, Allah adını önce ana,
- Her işi kolay eder Allah ona.
- Allah adı olsa her işin önü,
- Asla ebter olmaz o işin sonu.
- Bir kez Allah dese aşkla lisanın,
- Kalmayıp dökülür bütün günahın.
- Zikri tekrar eyle mütemadiyen!
- Her murada erişir Allah diyen.
- Haramı bırakıp,helal yemeli,
- Şükredip her zaman Allah demeli.
- Kerimdir,Rahimdir.O ilahımız,
- Bize rahmet kıla yüce şahımız!
- Varlığına,birliğine şek yoktur,
- Ne yazık,üç tanrı diyen pek çoktur.
- Varlığına edilse de çok hayret,
- Cümle âlem yokken O vardı elbet.
- O var iken yokdu insan,cin,melek,
- Arş,dünya,güneş,gezegen ve felek.
- Bunların hepsinii O var eyledi,
- Birliğine hepsi ikrar eyledi.
- Kudretini göstererek O Celil,
- Birliğine kıldı bunları delil.
- Ol dedi bir kere var oldu cihan,
- Olma dese mahvolur hemen o an.
- Resulullah'tır bu varlığa sebep,
- Onun rızasını aşk ile et talep!
RESULULLAH'ın NURU
- Hak teâla yaratınca Âdem'i,
- Âdem ile süsledi bütün âlemi.
- Mustafa nurunu alnına koydu,
- Habibimin nuru,bil bu nur dedi.
- Kıldı o nur,onun alnında karar,
- Kaldı onun ile nice zamanlar.
- Daha sonra Havva alnına geçti,
- Ondan oğlu Şit' e bu nur nakletti.
- Erdi İbrahim'e İsmail'e hem,
- Söz uzayıp gider,hepsini dersem.
- Doğunca o rahmetellil alemin,
- Vardı nur onda karar etti hemin.
DOĞUMU
- Âmine hatundur onun annesi,
- O sedeften doğdu o dürdanesi.
- Rebiülevvel ayının nicesi,
- On ikinci pazartesi gecesi.
- O gece ki doğdu o Hay-rul beşer,
- Annesi onda neler gördü neler.
- Dedi gördüm, o Habibin annesi,
- Bir acep nur ki,güneş pervanesi.
- Fırlayıp evimden çıktı nagehan,
- Göklere dek nu ile doldu cihan.
- Gökler açıldı,yok oldu karanlık,
- Üç melek gördüm,elinde üç ışık.
- Biri doğu biri batıda onun,
- Biri damında,dikildi Kabe'nin.
- İndiler göklerden melekler saf saf,
- Kabe gibi kılındı evim tavaf.
- Yarılıp çıktı duvardan nagehan,
- Geldi üç huri bana oldu ayan.
- Bu hususta derler o üç dilberin,
- Asiye idi biri o mehpeykerin.
- Biri Meryem hatun idi aşikar,
- Birisi hem hurilerden bir nigar.
- Çevre yanıma gelip oturdular,
- Mustafa'yı birbirine muştular.
- Dediler oğlun gibi hiçbir oğul,
- Yaratılalı cihan,gelmiş değil.
- Bu senin oğlun gibi kadri cemil,
- Bir anaya vermemiştir,O Celil.
- Ulu devlet buldun ey Âmine sen,
- Doğacaktır sende o hulk-i hasen.
- Bu gelen ilm-i ledün sultanıdır,
- Bu gelen tevhid-i irfan kanıdır.
- Bir adı Mahmud,bir adı Ahmed'dir,
- Varlığı cümle âleme rahmettir.
- Âmine eder vakti oldu tamam,
- Ki vücüda gele O hayrül enam.
- Susadım gayet hararetten katı,
- Sundular bir cam dolusu şerbeti.
- Şerbeti tutu karşımda huriler,
- Bunu Rabbimiz gönderdi dediler.
- Kardan ak idi ve hem de soğuk idi,
- Lezzeti dahi şekerde yok idi.
- İçtim onu oldu cismim nura gark,
- Edemedim kendimi ben nurdan fark.
- Geldi bir ak kuş kanadıyla revan,
- Arkamı sıvadı kuvvetle heman.
- Doğdu o saatte O sultan-din,
- Nura gark oldu,semavatü zemin.
- Kim olmak isterse ateşten necat,
- Aşk ile şevk ile etsin salavat.
- Essalatü vesselamü aleyke ya Resulullah
- Essalatü vesselamü aleyke ya Habiballah
- Essalatü vesselamü aleyke ya seyyidel evveline vel ahirin
- Mahlukatın hepsi sevindi o an,
- Dirilip âlem yeniden buldu can.
- Kâinattaki her şey edip seda,
- Çağrışarak dediler ki merhaba!
- Merhaba ey âl-i sultan merhaba!
- Merhaba ey kâni irfan merhaba!
- Merhaba ey sırrı furkan merhaba!
- Merhaba ey derde derman merhaba!
- Merhaba ey rahmetelil alemin!
- Merhaba sensin şefial müznibin!
- Bütün dertlilerin dermanı sensin,
- Cümle âlemlerin sultanı sensin .
- Çünkü nurun ruşen etti alemi,
- Gül cemalin gülşen etti âlemi.
- Âmine hatun artmıştı hayreti,
- Bir zaman aklı gidip geldi geri.
- Gördü gitmiş huriler kimse yok,
- Görmedi oğlunu yalvarırdı çok.
- Bir an şöyle düşünceye dalmıştı,
- Huriler onu götürdü sanmıştı.
- Dört tarafa bakıp edince nazar,
- Gördükü bir köşede hayrul beşer.
- O ulu Kabe ye karşı duruyor,
- Yüzün yere koymuş secde ediyor.
- Secdede diliyle tahmid ediyor,
- Kaldırmış parmağını tevhid ediyor.
- Dudaklar kıpırdadı,söylerdi kelam,
- Anlayamazdım ne derdi o hümam.
- Kulağım ağzına verdim,dinledim,
- Söylediği sözü o an anladım.
- Derdiki ya Rab yzüm tutum sana,
- Ya ilahi ümmetimi ver bana!
- Ümmetim dedi sana o Mustafa,
- Ver salavat sende ona,bu safa.
Essalatü vesselamü aleyke ya Resulullah
Essalatü vesselamü aleyke ya Habiballah
Essalatü vesselamü aleyke ya seyyidel evveline vel ahirin
MİRACA GİTMESİ
- Dinle miracını o şahın ayan,
- Âşıksan aşk ateşine durma yan!
- Pazartesi gecesi gerçek haber,
- Leyle-i kadirdi o gece meğer.
- O mübarek bahtı,o kadri yüce,
- Ümmühanın evine vardı gece.
- Orda iken nagehan,o yüzü ak,
- Cebrail cennete git dedi Hakk.
- Bir sırmalı tac ve bir hulle kemer,
- Hem dahi al bir burak-ı muteber.
- Habibime ilet de ona binsin!
- Arşımı seyrelesin,beni görsün!
- Cebrail cennete olunca revan,
- Gördü ki kırk Burak otluyor o an.
- İçlerinden bir Burak ağlar katı,
- Yiyip,içmez,kalmamış hiç takatı.
- Gözlerinden yaşlar eylemiş revan,
- Ciğerini dertle etmiş perişan.
- Dedi Cebrail,niçin ağlıyorsun?
- Hüzünle ciğerini dağlıyorsun?
- Arkadaşların yiyip içip gezer,
- Sen inliyorsun canını ne üzer.
- Dedi kırk bin yıl var ya emin,
- Aşktır bana yemek içmek hemin.
- Nagehan bir ses işitti kulağım,
- O zamandan bilemem sağı solum.
- Nedense yüksekse sesle bağırdılar,
- Ya Muhammed diyerek çağırdılar.
- O andan beri bilmem nolmuşam,
- O adın ismine âşık olmuşam.
- Yüreğim içinde eridi yağım,
- Âşık oldu görmeden bu kulağım.
- Cenneti başıma bu aşk ,dar eder,
- Gece gündüz işimi zâr eder.
- Gerçi cennet içinde duruyorum,
- Hep cehennem azabı görüyorum.
- Hazreti Cebrail derki ey Burak,
- Ağlama hep,verdi muradını Hakk.
- Bir kimsede,aşkın nişanı olur,
- Akıbet maşuk,er geç onu görür.
- Gel beri maşukuna götüreyim,
- Yarana merhem vurup bitireyim.
- Aldı Cebrail Burak'ı o zaman,
- Resulullah ulaştırdı o an.
- Hakk selam etti sana ey Mustafa,
- Ki mubarek hatrın bulsun safa.
- Buyırdu gelsin misafirim olsun,
- Arşımı seyrelesin, beni görsün.
- Bu gece zahir oldu esrar-ı Hakk,
- Gösterecektir sana didar-ı Hakk.
- Zemzemle doldu bütün âlem o an,
- Arş-a varır dediler Fahr-i Cihan.
- Hem sekiz cennet kapısı açtılar,
- Âlemin üstüne Rahmet saçtılar.
- Gel gidelim hazrete,ya Mustafa,
- Şu anda bekliyor ashab-ı safa !
- Sana cennetten getirdim bir Burak,
- Davet-i Rahmandır edesin idrak.
- Çekti o anda Burak'ı Cebrail,
- Önüne düştü ona oldu delil.
- Göz açıp kapamadan Kudüs'e vardı,
- Etrafını bütün nebiler sardı.
- Enbiya ervahı karşı geldiler,
- Mustafa'ya izzet ikram kıldılar.
- Geçerek mihraba o hayrül enam,
- Enbiya ervahına oldu imam.
- Gece durmadı yola oldu revan,
- Bütün göklerden geçip etti seyran.
- Her birinde türlü hikmetler gördü,
- Cebraille varıp Sidre'ye erdi.
- Cebrail'in durağıdır o makam,
- Yerle gök ta ki tutalıdan nizam.
- Gelip Cebrail makamında durdu,
- Rahmeten-lil âlemin ona sordu:
- Bilemem,bu yolları ben nideyim,
- Burada garibim ben nere gideyim?
- Cebrail dedi,sen ki Habibsin,
- Sanma bu yerlede öyle garipsin.
- Burada bittti benim seyrangâhım,
- İlerisinden dahi yok âgâhım.
- Eğer geçersem zerre kadar ileri,
- Yanarım hemen ey Hakkın serveri.
- Dedi Cebrail'e o şah-ı cihan:
- O halde sen yerinde kal bir zaman.
- Söyleşirken Cebraille kelam,
- Geldi Refref önüne,, verdi selam.
- Aldı o şah-ı cihanı o zaman ,
- Sidre'ye giderek getirdi heman.
- Gördü gök ehli ibadette hepsi,
- Her biri bir türlü taatte hepsi.
- Hep gök ehli cümle karşı geldiler,
- Mustafa'ya izzet ikram kıldılar.
- Merhaba ya Muhammed dediler,
- Ey şefaat kân-ı Ahmed dediler.
- Her biri kutladı miracını,
- Dediler giydin saadet tacını.
- Yürü artık meydan senin bu gece,
- Sultan ile sohbet senindir bu gece.
- Hepsi görüşüp geçti öte,
- Varıp erişti O ulu hazrete.
- Rabbimiz harfsiz,kelimesiz,sessiz
- Konuştu Mustafa ile şüphesiz.
- Dedi ki mahbub-u matlubun benim,
- Sevdiğin can ile mabudun benim.
- Gece gündüz durmayıp istiyordun,
- Bir kez görsem cemalini diyordun.
- Gel Habibim sana âşık oldum ben,
- Cümle halkı sana köle kıldım ben.
- Ne muradın var ise kılam reva,
- Eyleyem bir derde bin türlü deva.
- Mustafa dedi ya Rabbel alemin,
- Ey affı ve hediyesi çok kerim.
- O zayıf ümmetimin hali ne ola,
- Hazretine nice onlar yol bula?
- Ya ilahi hazretinden hacetim,
- Şu dur ki,ola en makbul ümmetim.
- Hak teâladan duyudu bir nida
- Ya Habibim ben sana kıldım ata.
- Ümmetini sana verdim ey Habib,
- Cennetimi onlara kıldım nasib.
- Ey Habibim nedir,o ki diledin,
- Bir avuç toprağa minnet eyledin.
- Zatıma ayna edindim zatını,
- Beraber yazdım adın ile adını.
- Ya Habibim anlıyorum ben seni,
- Görmeye sen doyamazsın beni.
- Tez varıp davet et kularımı,
- Ta gelipde göreler didarımı.
- Göz açıp kapamadan Fahri cihan,
- Ümmühanın evine vardı heman.
- Her ne gelmişse Miracta başına ,
- Cümlesini haber verdi ashabına.
- Dediler ey kıble-i islamı din,
- Kutlu olsun sana Mirac-ı güzin.
- Hepimiz kullarız, sen ise şahsın,
- Gönlümüzde daim parlayan mahsın.
- Bize, ümmet olmak devleti yeter,
- Müslüman olmanın izzeti yeter.
SÜLEYMAN ÇELEBİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder